24 Aralık 2010 Cuma

kıSa biR tUr EseNtePe de...

 pisiklet çocuk =)

Kendimle pedal bastı kilometrelerce ama sıkılmadım hiç nedense...
Dün yani 23 aralık günü güzel havayı kaçırmamak istedim bisiklete binmek için.Ev işleri biraz fazla sürdü o yüzden kısa bir tura çıkma kararı aldım.  
Bu kararı alırkende haddinden fazla düşündüm  ilk defa.
Bisiklete binmeliyim evet binmeliyim uzun bir zaman oldu pedallamayalı, ama ama neden çıkmıyorum hala beni engelleyen nee? 
Başta söylemiştim ya işte o!
Yalnız olmuyor neden canım yalnız bisiklete binmek istemiyor? Oysaki 3 bölgeyi ve bir çok şehiri bisikletimle gezdim ve tek başımaydım... 


Öyle ya da böyle yine tek çıkıyordum işte pedallamaya...
Hazırlığımı yaptım ve durdum kendimi yollara, vızır vızır ağır araçların arasında olmak istemedim bir an kendimi yola atınca. Hemen rotayı değiştirdim, Sakarya Üniversitesi kampüs yoluna sardım... 
Daha ısınmamıştım bile ama gittiğim yol fena denecek derecede bir tırmanış alanı. Biliyorum ki ısınmadan yapacağım bu tıranış mebi haddinden fazla yoracak ama şu da var ki tepeye çıktığımda göreceğim manzara süper olacak, gün batımıyla berabar... 
Allaahımmm bu neee bu yokuş fenaaaaaaa hem de çok fenaaaaa.... Uzun zamandır pedal basmıyordum ve antrenmanda yapmıyordum (koşmak gibi) o yüzden bu trımanış beni zorluyor. Nefesim hızlandı, nabız fırladı, kalp ritimlerimi bana tempo versin diye dinliyordum artık. 

Bu duygu beni heycanlandırıyor, nefes nefeseyim çok iyii çokkk... 


Uzun zamandır böyle yorulmamıştım, sanırım yorulmayı seviyorum ben... Zorlanıyorum fotoğraftan belli =)) ama yokuşun sonu belli değil daha uzun bir yol var. Tek hamle de çıkmalıyım düşük tempo olsada. Bir yokuşta biraz dinlenmek için küçük bir düzlük olmazmı diye düşünmeden edemiyorum ama yol hala devamediyor yokuşuyla... Birden aklım yeniden yalnızlığıma takılıyor, yanımdan geçen arabaların içinden bakan gözlerin hayretleri içinde... "Çocuğa bak tek başına geziyor, bu bayırı nasıl çıkıyor hayretttt..." gibi işte =))) 
Evet benim,  ben pisiklet çocuğum ve yine yalnızım....


Sanki saatlerdir tırmanıyorum bu ne yahuuu =)) bitmek bilmiyor yokuş derken Üniversitedin kapısı gözüküyor ama ben köylere yol alıyorum. Ardıma bakmamıştım hiç yokuşun azizliğinden dolayı ama işte şimdi bakmak zamanı, göl ayaklarımın altında... Köy yoluna giriyor ve daha yukarı çıkmak için pedallıyorum. Mazaralar peşim bırakmıyor ki =)) pedallamaya gelmiştim ama fotoğraf aşkıda var ya üç beş birşey çekmek istiyorum. Ne yazık ki istediğim olmuyor tabi ki çünkü bisiklet tepesinde ve pedallıyorum. Bu yüzden küçük makinemle bisiket tepesenden çekebildiğim kadar fotoğraf şekiyorum.


Köylere uzanan yollar tempomuz biraz arttırmama yardımcı olsada viraları dönünce yine yokuşlar karşılıyor beni. Çokta severim yaaaa =)) Köy içinde ilerlerken beni garipseyen gözler üzerimdeydi tabiki normal olarak. Çünkü ben normal değilim ki =))) Tayt giymiş, civciv sarısı bir forma gzlük ve kaskla... 
Bir köyden diğerine geçiyor yolları uzatmakiçin elimden geleni yapıyordum. Yolların güzelliği bir yana görselliği de güzeldi köylein ve köyler arası yolların... 


Pedallamaya yalnız çıkmanın sıkıntısını böyle atıyordum, güzel yolların görsel tadını çıkararak.Diğer bir köye geldiğimde yeniden tırmanışa geçmiştim ki bir ufaklık çıkıverdi yola. Tempom yavaş olduğu için benim yanıda yürüyabiliyor ve laflıyorduk. Klasik soruyu sordu selam verdikten sonra "abiii , yorulmuyor musun sen?" ahh bir bilse nasıl yorulduğumuu =)). Üstünde Trabzon forması vardı ve belli ki futbol oynamaya gidiyordu =)) 
"sen şimdi futbol oynayacaksın şampiyon vesonra yorulmayacak mısın ? " diye sorunca yorulacağını söyledi. "işte bende bisiklete binince yorulyorum...." diyip yanızndan hızla ayrıldım demek isterdim de nerdeeeeee
hala tırmanıyorum =)) yavaş yavaş... Sorular biter mi bücürükte, hemen can alıcı bir soru daha "neden bu bayordam çıkıyorsun kii, düz yoldan gitsen yaa.." ne diyeceksin şimdi buna !? Salaklığımdan ve ya bende var biraz deliyim ben mi diyeceksi!? Tabi ki olmaz , hemen "antrenman yapıyorum..." diyip havalara sokuyprsun kendini =))) 
Ulen yokuşta bitmek bilmiyor derken biraz daha tırmanıyor ve bücürüğüde arkadaşlarının yanına bırakıyorum. Bir köyü daha arkamda bırakıyordum böylelikle vede güneş yüzünü saklamaya başlamıştı iyice. Hem mola vermeliyim hem de biraz manzarayı seyretmeliyim...



Çıkılan bu kadar yokuşun tabi ki bir inişi olacaktı işte bende bunun keyfini yaşıyorum şimdi... Öyle böyle bir iniş değil yahuu buuu çok fızlıyım çokk =))  Göl kenarına E5 karayoluna iniyor İzmit istikamatine pedallıyorum... 


Kısa bir tur için çıkmıştım yola ama özlemişim pedal basmayı, yola çıkınca tempomuda oturtup kendimi İzmit il sınırına kadar sürüklüyorum ama günün kısalığı akşamı ettirmişti.Geri dönüş başladı mecburiyetten. 
 Atların evlerine geri dönüşünde ki hızlanmaları gibi hızlanmıştım =))  eve dönüyordum ne de olsa... 
Pedala kuvvet, tempo tempo tempoooo....



istenmeyen yalnızlıkla binilen bisiklet turu her şeye rağmen güzel geçmişti. Burada yalnızdım belki ama biliyordum ki Muğla da Ayşe kız, Ankara da perşem be bisikletçileri ve bir çok ilde bisiklet sevdalıları bisklete biniyordu...

pisiklet çocuktan sevgilerle...
www.dagcini.blogspot.com

yavuz A.


1 yorum:

  1. ben yukarı dereköyün manzarasını çok büyüleyici bulmuştum:) belki oradan da kareler yakalar bizle paylaşırsın ümidiyle...

    YanıtlaSil