pisiklet çocuk =): yeni formamızla yeni yollara =)

Neden yola çıkarken kendi formalarımız olmasın ki düşündüm, hocam ve sefgili de "biz de isteriz bizeneeee..." diyince ve bu işe Anıl da karışınca grubun hepsine yaptırma kararı aldık. Kısa bir süre içinde yaptırmamız gerekti yeni formalarımızı. Üstünde reklam aldığımız firmalara da süpriz oldu aslında bu formalar.
Ön tarafta isimlerimiz de yazıyor =)) ve tabi ki yeni logom olmadan olmazdı.
Öylelikle son hazırlığımız da yapmış olmuştuk. Bizim için artık yola çıkma vakti gelmişti. Hocam ve ben artık otobüs saatini bekliyorduk Bodrum a gitmek için.

En son hazırlıklar da hazırdı otobüse gitmek için. yüklendi heybeler basılması gerek pedallara. =))
AnılLa beraber hareket ettik otobüsü bekliyeceğimiz yere doğru, beklemeye başladığımızda Mehmet Ali abi de bizi yolcu etmek için gelmişti. Bİraz sonra da otobüs gözüktü bize doğru geliyordu. heö gözükmez hem de gelmez olaydı lanet olası pislikler.
Bize yaklaşan otobüs daha kapısını açmadan kafa sallamaya başladı almam ben bu bisikletleri araca diye... Suç sanırım Türkiye de bisiklete binmek =( Biletimiz olduğu halde araca alınmıyoruz her nedense... Öküz şöförler ve muavin ısararla almıyacaklarını söylediler ve geliyorsanız gelin yoksa biz gidiyoruz diyip durdular. KOnuşmaya çalışsakta Öküz oldukları için onlar böğürüyorlardı ve laftanda anlamıyorlardı. Bileti satarken sorun olmayacak diye alırsınız bileti ama iş bu duruma gelince öküzlerle tartışırsınız işte... HAyvan herifler öküzlüklerini tam olarak gösterdiler ve basıp gittiler. Biz kala kaldık yolun ortasında, bilet elimizde... EEE ne olacak bizim halimiz? Sakinleşip telefona sarıldık politi otobüs şirketiydi falan filan işte....
Sonuç olarak biz hep beraber terminale pedalladık ve orada bulunan zabıtaya şikayette bulunmaya gittik.
Resmi kurumla hareket edince herkes anın da geri vites yapıyor nedense... Karşısında zabıtayla beraber bizi gören firma hemen yardıma koyuldu. Önce parayı vermek istedi ama biz istemedik çünkü yola çıkmamız gerekliydi, sonra başka bir firmadan araç ayarladılar ve 3 saat geçikmeli yola çıkm şansımız oldu.
bu firma ise tam tersine bisikletleri ve çantalarımızı güzelce yerleştirdi otobüsün bagajına ve birazda üçret verince daha bir özen gösterdiler, bize özel yer ayarladılar bagajda...
neyse ki yola koyulmuş ve 17 saat sonra sorunsuz bir şekilde Bodrum a varmıştık... =(( 17 saat yaaa..

Sakaryadan olan eski dostum Serdar sağolsun bize öğle yemeğimizi ısamarladı =)) bizim için kahvaltıydı ama =)) Gerçi biz bisikletlerle biraz Bodrum turu yapıp limana inip yemeğe oturduğumuzda Serdar ancak yanımıza gelmişti, geceden kalma olduğu için...
Yemekler yenmiş sohbetler edilmşti ve Bodrum sokakları yürünmüştü artık. SIkılmaya başlamıştık bu kalabalıktan kaçma vakti de yaklaşmıştı. ÇÜnkü 5 buçuktaydı son feribot Datçaya geçmek için...

Serdar a veda ettik ve bisikletlerimizi feribota yerleştirdik. Deniz kokusunu içimize çekerekten çayımızı yudumlayarak ve günün kritiğini yaparak ilerliyorduk Datçaya...

BOdrum a ve BOdrum kalesine veda ediyoruz =)) başka bir gün görüşmek üzere...

İki saatin sonrasında denizin tadını yarım bırakarak iniyoruz Karaköy de feribottan. hazırlığımızı yapıp atlıyoruz pisikletlere, pasıyoruz pedallara ve doğru Eski Datça yoluna. Sakinliği ve temiz havanın güzelliğini yaşamaya başlıyoruz hemen.

Biz pedallarken eski Datçaya doğru yolda bizi bekleyen ziyaretçilerimiz olduğunu görüyoruz. BEgüm abla (hocamın kardeşi) Deniz (hocamın kızı) ve Roswitha anne ( oda hocamın annesi) =)) onlar arabayla bizi almaya gelmişler ama biz tabiki pedallamayı tercih ediyoruz, sadece bir kaç parça fazla eşyayı arabaya atmalarını isitoruz. =)) iyi de oldu bu sıcakta...

Datça sokaklarında pedallamın keyfiyle ilerliyoruz eve doğru =))

Çok maceralı ve stresli başlayan yolculuğu sonlandırıyoruz eski Datça da.Sıcağın ve uzun yolun etkisiyle biraz mayışıyoruz ev halinde =))
bisikletleriz değerli galiba biraz =) , hocamın annesi normalde eve ayakkabı ile bir adım attırmazken ve salona kimseleri sokmazken ama bizim pisikletler baş köşeye konuyor =))