1 Haziran 2012 Cuma

YoL heyecanı ama dinleme başkasını =)


Bisiklet sevdası hep içimizde ya bu yüzden ilk fırsatta tepesindeyiz =)
ve bugün 19 Mayıs bayramını kutlamak gerek, fırsat bu fırsat tatili değerlendirelim dedik.


Hazırlıklarımızı yaptık atladık bisikletlerimize düştük yollara. Sabah serinliğinde pedal çevirmenin keyfiyle hedefimize doğru pedallıyoruz bir heyecanla =) 


Silifke'nin yeşil doğası yol kenarında bize eşlik ediyor.


Bisiklet bakımları yerinde aslında ama yük binince lastiklerin havasını kontrol etmek gerekiyor tabi ki de =)
bir benzin istasyonunda mola mızı verdik böylelikle.


19 Mayıs Kutlamaları herkese her şeye inat yapılıyor memleketimizin küçük kasabalarında ve bayraklar asılıyor dört bir yana, asaletiyle birlikte...


Kahvaltımızı yapmadığımız için evde Taşucun da bulunan pastahaneden kahvaltılıkları mızı alıyoruz =)
İçeride yemektense yolda deniz kenarında yemeği tercih ediyor ve pedallamaya devam ediyoruz...


19 Mayıs anısına Atamızla bir fotoğraf çektiriyoruz.
Bizim fotoğrafımızı çeken emekli bir öğretmen =) 
"Sizin gibi gençler olunca gurur duyuyorum..." diyor ve seve seve çekerim fotoğrafınızı deyip biraz sohbet edip ayrılıyor bizden. 
Bizde yola devam ediyoruz...



Deniz kenarında pedallyoruz manzaranın tadını çıkarıyoruz bu mevsimde buraların.



Kahvaltımızı yapacağımız bir yer kestiriyoruz gözümüze ve hemen veriyoruz mola mızı. Deniz kokusunun, manzaranın ve sessizliğin tadını çıkarıyoruz çaylarımızı yudumlarken. 




Yol bizi küçük köylere ulaştırıyor tabi ki ve bu  köylerde bahçelerde bulunan dut ağaçlarına =)
Sefgili ve haylaz Anıl dayanamıyor duruyoruz ve hoppa dalıyoruz dutlara. mübarekler nede tatlılar =)) 
yedikçe yiyesimiz geliyor ve yedikçe mide şişiyor. Bizi gören yaşlı teyze ve eşi kayısı ikram ediyorlar, dolduruyoruz çantaları....




Yollar uzadıkça uzuyor gözümüzde ama =) ve hava da sıcak etkisini göstermeye başladı. gideceğimiz yere daha var ve bitmek bilmiyor bu yokuşlar. Gideceğimiz yer Soğuksu adında bir yer ve oranın hayaliyle pedallıyoruz. Vardığımızda muhakkak denize girip serinlemeyi düşünüyoruz, yollar ve güneş yaktı bizi çünkü...



Sıcak iyice bastırmıştı ve çıktığımız yokuş iyice hararetimizi yükseltmişti. bu yüzden bir mola verip soğuk soda mızı içmek istiyorduk. Ama gel ger ki dondurmayı görünce caydık sodadan döndük dondurmaya =) 
soluksuz indirdik dondurmaları mideye.
pastahane sahibi aslen bu köyden değil ama fırsatçılığını ön plana atıp gelmiş yerleşmiş buraya. Olur da olursa Akkuyu ya nükleer santral, yapılırken kurulacak şantiye işçileri için yapılacak yemek ihalesini kapmak istiyor. bu yüzden de yapılsın istiyor santral!!!
garip işte... 


hiç bir şey yakışmıyor parmaklıklar ardına...


İsyanların başladığı dakikalar dondurmayı yedikten sonra başlıyor. Pastahaneci elemana sorduğumuzda yolun durumunu "çok güzel yol fazla yokuş yok, şurası var bir az..." diyor.
Dediği yokuş ise şu yeni reklamları olan bitmeyen dondurma gibi bitmiyor lanet olası çıktıkça çıkıyoruz. 
Sanki bilmiyor muşuz gibi de yanımızdan geçen bir lavuk "bitmez bu yol" diye bağırıyor arabasını camından... 
ve işte fotoğrafta da bir diğer yokuş tırmanışında verilen mola ve isyanı görünüyor =) suratlar asık moraller düşük... 


çık çık çık bitmiyor bitmiyor bitmiyor
sıcak sıcak sıcak


=)) Kamyona tutunmaya çalışıyoruz ve Anıl tutuyor ilerleyen dakikalarda da Selami abi (kamyon şoförü) dayanamıyor hadi atlayın kasaya diyor.
Ama bu fotoğrafın komik olayı ise hesapta ben plakasını alayım bari deyip çekiyorum fotoğrafı ama nerdeeee =)) netlememiş bile makine 
sonradan görüyor ve çok gülüyoruz. güvendiğimiz fotoğrafa bak hele =)) 


Öyle bir tırmanış yapıyorduk ki gerçekten de sıcakta acınacak halimiz vardı yani. Gerçi o sıcakta ve o yorgunluğa rağmen yokuşun 3 te 2 sini bitirmişiz ve inişe geçecekmişiz ama yine de iyi oldu kamyon sefası =)) 


Ve işte şaşayla bahsedilen mekana geldik. =)) muhteşem Soğuksu mevki
ALLAHIM ALLAHIM  bu nasıl bir yer??? 
Hayal kırıklığı hat safhada bu ne böyle? yol kenarında kıç kadar sahili olan pis ve köhne bir yer =((
Nasıl burayı bu kadar beğenirler anlamadım. geldiğimiz onca yol bunun için miydi? 
Ağlamak istiyorum gerçekten ağlamak istiyorum. 
Salak saçma bir yerde çayımızı içiyoruz dinleniyoruz ve hani olur ya belki çadır kuracak başka bir yer vardır diye etrafa bakıyoruz ve verilen karar kaçalım buradan oluyor...  
Zaten havada bozdu birazdan yağmur yağar şansımıza =(( 


Yol kenarında sularımızı yudumlarken geriye pedallamak içimizden gelmezken ne yapacağımızı düşünürken birden yanımızda balık avlamak için bir araç duruyor. 
Ağlamalarımız eksiliyor =)) ve laf atıyorum "ras gele" diye...
"Deniz dalgalı bugün balık olmaz" diyorlar ve yola devam etmeye karar veriyorlar. Bizde biraz sohbet ediyoruz ve biraz ağlanıyoruz "o zaman atın bisikletleri kasaya sizi götürelim istediğiniz yere" diyorlar =)) 


 Yaşadığımız hayal kırıklığının üstüne bu teklif iyi gelmişti vallah ne diyeyim =)) 
Hadi bakalım yola koyulma vakti geldi... 



bisikletler direk kamyon kasasına oleyyy =)



Ali kaptan sürüyor aracı =) ve her hafta bir turları var bu bölgelere. yol güzergahındaki bakkallara marketlere tuz ve şeker dağıtıyorlar. bu haftada bütün malzeme bitmiş ve kasa boşalmış şansımıza =))   



Hoş sohbet yola devam ediyoruz ve arada bir yerde biz inmeyi planlarken vazgeçiyoruz =)) çadır kurmaktan ve yüzmekten. 
doğruca hedef geriye Silifke ye =)) 
tabi bizde her an fikir değişiyor Anıl genç illaki yüzelim diyor ve Taşucunda inmeye karar veriyoruz. Biz ne kadar söylesek de hava rüzgarlı ve deniz dalgalı girilmez denize diye ama görecek illa kendi gözleriyle ve bir umut işte diyor =))



İniyoruz sahile ve gülüyoruz kendi halimize istediğimiz hiç bir şey olmadığı için bugün. 
Kim pedallayacak şimdi buradan  eve =) adamlar ne güzel Silifke'ye kadar bırakacaklardı bizi =)) 


Uzun zaman olmuştu bisiklete binip pedallamadığımız bu yüzdendir ki biraz popolar acıyor =) işte mızmızlanmamızın sebebi bu yoksa gerçektende pedalladığımız doksan kilometre çok güzeldi =P


Turun sonunda asıl öğrendiğimiz ise kimsenin sözüne inanma ve güzel dedikleri  yeri görmeden sende güzel zanledip gitme oldu =) 

teşekkürler Seda Kabakçı ve Anıl Baş beraber pedallağımız için.

pisiklet çocuk. 

 www.dagcini.blogspot.com





1 yorum: