21 Şubat 2011 Pazartesi

ısLanmak güzeL pedaLLarken =)) mersin de...


Mersin deyim artık... 



Evde pinekleme zamanı değil ama ne yapmamız gerektiğine de karar vermeliyiz bu yüzden araştırmaya girdik =)) ve dört kolladan saldırdık Zafer ile.



İşte pazar sabahı =)) yapılan araştırma bizi bisiklet yollarına sürekledi... Gerçi gece başlayan yağmur canımızı sıksada yolumuzdan alıkoymadı bizi. =)) grup fena canım, sol baştan Konya Ereğliden Ali İhsan Hocam, Adana dan Rıza abi ve Hakan Abi , Nüzhet hocam ve Sakarya dan ben =))
Sabah sekizde Mersin bisiklet grubunu beklemekteyiz çılgınca yağan yağmura rağmen... Ahmet  Abi ve arkadaşları köşeden görünüyor =)) grup toplanmış oluyor artık... Pedallama zamanın şimdi ... 



Pazar sabahın en güzel yanı kimsenin dışarda olmamasıdır, kaldı ki bu sabah yağmurda olunca hiç kimseler yok yollarda... Sadece biz varız neredeyse =)) eee biraz delilik var kanda ne de olsa... Bizim haricimizde mecburiyetten dışarda olanlar ise bize biraz çılgın gözlerle bakmaktaydı =)) " yaahuuune işiniz var bu yamurda alalalalaaahhh.... =))"  demeden de edemiyorlardı... Çılgınca yağan yağmura inat hala pedaL çeviriyorduk ve saatlercede çevireceğimiz kesindi =)), planlanan yola gitmiyor ama KIZKALE sine pedallıyorduk...   


 
Islak pedallamaının 23 cü km sinde mecburuiyetten bir mola vermek zorundayız =)) çünkü çok ıslak ve sıcak birşeyler içme vakti gelmişti. Kargıpınarı nda garip Ahmet in kahvesinde çaylarımızı yudumluyor ve hafiften birkaç pasta börek atıştırıyorduk yağmurun şiddetini kesmeyen saatlerde =)) sofra sohbetinde... 
Çaylar açık olsun dediğiniz halde hala koyu geliyorsa, büyük bardak dediğiniz halde yine de küçük bardakta geliyorsa garip Ahmet in kahvesindesiniz demektir =) 



Sadece biz değildik yağmurdan kaçan,bisikletlerimizde biraz ıslanmaktan kurtulmuştu bizim kısa molamızda... 
Bisiklete yeni başlamıştı Mehmet Ali abimiz =)) Küçük bir bisiklet satın alma macerasını atlatmış ve almak istediği bisiklet yerine başka bir bisiklet almıştı... Daha iyi oldu sanki... =))
Mola bitti.. Sıkılan ıslak eldivenleri giyip,ıslak pedallamaya devam artık... Kurumamıştık, ıslanmaya devam ediyoruz yine =))





beklenen haber geldi bir anda =)) "laaaassstik patladııııı..." diye bir ses grup içinde =)) fırsat bu fırsat onlar lastiği yamalarken bizde bir kaç kare fotoğraf çektiriyoruz =)) 
Yol kenarı güzelleri olarak takılıyoruz =)) "haydi haydiiii daha çok pedallıyacağızz, biraz daha hızlı zaman kaybetmiyelimmm =))" Sevindiğimiz tek olay ise yağmurun kesilmesiydi... 


 Zafer, Hakan Abi, Nüzhet Hocam, ben, Rıza Abi ve Ahmet Abi
 =)
 Pozlar hiç bitmez... eee tabi bu gidişle bu yolda bitmez... 
Denizin kenarında pedallıyorduk, deniz kokusu toprak kokusuna karışıyor ve bulutların deniz üstündeki muhteşem görüntüsüyle yolun keyfi çıkıyordu.... Pedallamanın en güzel yanı bu olas gerek... 

Çevrilen pedalların yaptığı 49 uncu km de KUM KUYU (ELAİUSSA SEBASTE) na ulaşıyoruz... Tek kelimeyle muhteşem bir yer karşılıyor bizi... 




 Ve bir köşede de Zafer karşılıyor =))
MÖ 2. yüz dılda kurulan şehir MS 7. yüz yıla ayakta kalmıştır. Zeytin yetiştiriciliğin önemli olduğu bir bölge olduğundan ismide İmparator Kenti ve Zeytin anlamına gelen isimler kullanılmıştır. 
Bu tarihi moladan sonra tekrar pedallamak için yola koyuluyoruz. KIzkalesine 8-10 km kalmıştı artık ve büyük molamızı orada verecektik. Bİraz ıslak ve biraz da acıkmıştık. =)) tempo tempo...


Kız Kalesine vardık en sonunda =)) Yine tek kelime ve yine muhteşem bir yer... Kumsalın sakinliğini ve dalgaların sesini dinlemek için bile ıslanmaya da yorulmaya de değer beeee... Tadını çıkarıyoruz kumsalın ve fotoğraftanda ödün vermiyoruz hani... =))





Herkez bir hallerde ve kendinden geçmiş durumda görüldüğü gibi =))




ALi İhsan Hocam daha fazla ıslanmak için kendini verdi denizin dalgalarına =)) acaba daha ne kadar ıslanır ki bi insan....




elimizde olan imkanlarla bir kaç fotoğraf karesi yakalamaya çalışıyor ve bir kaç artizlik fotoğraf çalışması yapıyoruz Zafer ve ben =)) 





Bu güzellikten de ayrılma vakti geldi =(( pek istemesekte mecburiyetten... 
HErkez kurt gibi acıkmıştı =). Zaten Rıza abi yol boyunca "ne zaman geçen turdaki pide keyfi gibi bizde pide keyfi yapacağız" diye tutturmuş ve hiçte susmamıştı =)) Neyse en sonunda istediği olmuş ve bir pideci bulup içeriye çöküvermiştik en sonunda... Ohhhh beee =))





Malzemelerini biz aldığımız için pidenin =)) bol kaşarlı ve bol sucuklu güzel bir pide yedik. Tam da Rıza abinin istediği gibi olmuştu sanırım =)) yüzünde gülücükler vardı ne de olsa.... Biz yemeğimizi yerken dışarda bir haylaz fotoğraf karesine yakalanır =)) bisikletin kornasını çalıp kaçıyordu çünkü... sesi çok hoşuna gitmiş keratanın =)) 


Yemek ve çay keyfi derken zamanı geliyor yeniden pedallamanın... Mersine geri dönüş başlamadan önce yeni alınan çoraplar giyiliyor ve üstünede naylon torbalar geçirilip ayakkabılar giyiliyor =)) ben ıslak çorap v ayakabıya devam =)) 
Daha yola yeni koyulmuş, sanırım 5 km sonra yeniden bir haberle duruyoruz... Hakan abinin fi tarihinden kalma bisikletinin arka lastiği patlak veriyor =)) ben ve Zafer bu patlağı bulamıyoruz ama grupta bulunan Levent bey sağlam patlak bulucu çıkıyor =)) neyse patlak öyle yada böyle tamir ediliyor ve pedallamaya devam ediyoruz... 
 Ama gel gelelim Hakan abinin lastik fazla dayanamıyor =)) ben bu işten sıkıldım dercesine yeniden patlak veriyor... 



neden mi göz kırptım =))

Çok geçmeden bu sorunda atlatılıyor ve bayır çayır demadan Mersin e pedallamaya devam ediyoruz. HAva kararmıştı ama yağmur yoktu güzel olanda buydu zaten... KAraran havada pedallamak güzel ve de yenicen çay molası vermekte. =)) dönüş yolunda olduğumuz için çay mola yerimiz tahmin ettiğiniz gibi garip Ahmet in yeri =)) ve yine çaylar açık değil ve yine küçük bardak hehehehheheh =)))) yine de çay güzel ve yorgunluğa iyi
geldi... 
Mersin e 5 km kaldı, gerçi bizim eve kalan km ydi bu =)) ve ne oldu biliyor musunuz ? Hakan abinin bisikletinin lastiği yeniden patladı. Bu sefer ön lastik... İKİnci seferde patlayan arka lastiği Zaferle ben çöpe atıp yerine yeni bir iç lastik kullanmıştık zamandan dolayı, bu yüzden şimdi patlayan ön lastiği de öyle yapalım dedik ama patlak bulucu Levent bey gerek olamdığını patlağı bulup yama yapacağını söyledi ve de yaptı =))) 
BU arada Hakan abide bisikletine biraz küfür ediyordu =)) akşam karanlığında kimse görmez abi salla gitsin hehehhehe =)))


Mutlu son =)) eve ulaşılmıştı artık ve buna yine en çok sevinen Hakan abi olmuştu, acıyan bi tarafları vardı da... =))) Yolun sonu 113 km ile tamamlanmıştı... Güzel bir gündü pedallamak için ve bizde bunu gerçekleştirdiğimiz için mutluyduk... Teşekkürler emeği geçen herkese... 
Rıza ve Hakan abiyi adanaya yolcu ettikten sonra bizde duşumuzu alıp yemeğimzi yedik tabi ki =)))


afiyet olsun bize =))

 Mersin de bir pazar işte böyle geçti....

 
bir gün bir yerde beraber pedallamak üzere... 


EVEREST OUTDOOR a teşekkürler...

www.dagcini.blogspot.com

yavuz A.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder