20 Kasım 2010 Cumartesi

pisikletimle Bodrum Bodruumm...


 Güne merhaba demek muhteşemdi çadırımın kapısını açtığımda. Çünkü karşımdaki manzara denizin üstünden doğmaya çalışan güneşin güzel görüntüsüydü. Temiz havanın aziziği işte herkes ayakta uykuya yenik düşen kimse yok =))). Örenin sakinliği içinde kendine gelmek isteyen bisikletçilerimiz atlıyorlar serin sulara, dayanamayıp atlıyoruz bizde sabahın serinliğindeki güneşin doğuşundaki sakin sulara. Bııııırrrrrr =))


Bugün yol uzun dediler hazırlık yapmalı ve erken yola çıkmalıyız. Kahvaltıları bekliyorduk yola çıkmak için ama nafile ne gelen var ne de giden. Eee zaman da geçiyor... Çadırlarımızı kurduğumuz bölgenin arkası küçük bir lokanta olduğundan hep beraber saldırdık cana yakın amcamızın lokantasına. Bir o kadarda kendisine benzeyen tonton eşi ile beraber yaptıkları nefis ev çorbasına dayandık hepimiz. sabahın serinliğini içtiğimiz sıcak çorba ile gideriyorduk adeta içimiz ısınıyordu... 
Biz keyifle çorbalarımızı yudumlarken kahvaltının geldiği haberide geliyordu. Artık toparlanmış, kamp yükleride arabalara yüklenmiş kahvaltı yapıp yola çıkmaya hazırlanırdık. Ama gel gelelim yapacağımız kahvaltıya kahvaltı demek için bin şahit lazım. =)) Neyse yine de ayıp olmasın diye alıyoruz yarım ekmeklerimizi ve meyva suyumuzu ve atıyoruz kendimizi yine sahil kenarına. Bari diyoruz tadını çıkaralım denizin kahvaltı kötü ama deniz güzel ne de olsa... Ben, Coşkun abim ve Kuvvet hocam başlıyoruz yine koyu sohbete, eski anılara ve gelecek güzel günlere... Kötü olan kahvaltı şimdi muhteşemdi işte...
Sohbet güzel ama yol alma vakti geliyor. Dün başımıza gelen acıkma halleri yüzünden bugün buduruma düşmemek için çantamıza birşeyler koymayı unutmamalıydık. Coşkun abi dün dondurma bulamamıştı ama "bu gün öğlen yolda muz yemeliğim bunu bulmam lazım" diyip uzun yol öncesi küçük bir markette muz aradı ve buldu en sonunda =))). Herkese ikişer muz oleyyy... 

 Bugün yolumuz "Bodrum Bodrum...." 


Yine yollar uzun, bayırlar çok buna akabinde inişler çok, güzel manzara ve çam kokuları çok =)) yaşasın. Hee birde bunların toplamında yol sohbetleri fazla olacak ve yeni insanlar tanıyacağız. Cümbür cemaat koyulduk yola alalalaaahhhh =)). Gençler hızlı tabi bastılar gittiler. Birde bağırıyorlar" hadi abiii haydi" diye... Yaşlılık işte gerilerden devam ediyoruz yola, tadını çıkararak...

Çıkışlar sıcağa kaldığımızdan dolayı biraz zorluyordu. Bu yetmiyor muş gibi çıkış sırasında ağzında sakız bütün temposunu ve nefes alışını bozan Ayşe yi gördüm. Yanaştım yanına ve "birşey rica etsem ve söylesem yapar mısın?" sordum. Ve anlatmaya başladım sakızın neler yaptığını kendisine =)) tabi bu konuşma sonrasında sakız yoktu artık. =)) vallah ne olduğunu bilmiyorum... Ayşe kız =)) Muğla Üniversitesinde çalışan, bisiklet tutkunu olan ve bu turda ev sahipliği yapan arkadaşlarımızdan. Aslen kendisi Mersin li olsada hayat işte sürüklüyor insanı. =)) Coşkun abi ile berabar başlamıştık sohbette. Ayşe soruyor biz cevaplıyorduk. Ben ne kadar yeni başladım desemde bisiklet sürmeye Ayşe o kadar inanmıyordu. Coşkun abiye sordu ve oda benim dediğimi dedi "Yavuz 5 gün önce bisiklet sürmeyi öğrendi ve şimdi tura geldi, hızlı öğreniyor çocuk =))..." garip bir gülümseme vardı Ayşenin yüzünde ve şaşırmıştı tabi bu cümlelere. Coşkun abide süperdi ama hakkını yiyemiyeceğim. Çok ciddi anlatımından sonra bizde kopmalar başlamıştı, gülmekten... Bu çıkışlar başka türlü atlatılmazdı valahi... Yeni tanıdığımız Ayşe kız bizim kurbanımız olmuştu. Sonradan da yanımıza katılan Kuvvet hocamızda aynı tepkileri sürdürmemize yardımcı olunca olaylar iyice çığrından çıkmıştı.
Ama eğlence süperdii =)))... Ayşe kıza tırmanışı da unuttrumuştuk böylelikle...

Öğlen molasındayız, bu mola yerine ulaşıncaya canımız çıktı gibi birşey vallah. Millete tırmanışları unutturduk ama biz fena yorulduk. Sıcak etkisi bir yandan birde süperkli hareket devamlı susatıyordu insanı. İçtiğim suyun haddi hesabı yok ama su istasyonuz var peşimizde her zaman ve onların bu desteği süper ötesiydi yani. Yol boyunca sadece su desteği değil, moral motivasyon olaylarıda fazlaydı yani =))... Ben onlara süper iyi insanlar diyorum =).
Mola yerinde de hep beraber takılırdık biz ama bir an için Coşkun abi ortadan kaybolmuştu şimdi de... Dün akşamdan kalma olduğunu anladık. Elinde dondurma güzünde muhteşem bir gülümseme ile yanımıza geliyordun. =) Biz de en az onun kadar onun bu mutluluğunu yaşadık. Coşkun abi dondurmasını yerken ben de Kuvvet hocamla maden suyu ve meyva sularımızı içiyorduk. O kadar su kaybetmişiz ki kahvedeki bütün içecekleri içsek doymayız sanki. Bir de hain kahvecinin fiyatları yükseltmesi vardı tabi kötü olan. Adam bizi görünce herşeye zam yaptı şefersiz....
Güzel molamızda bitmişti her güzel gibi =)). Pedal çevirmek lazım Bodrum a ulaşmak için ve bizde öyle yaptık tabi mecburen. Yeni yol dostları ile pedallıyor manzaranın tadını çıkarıyorduk her zamanki gibi,biraz tırmanış ama daha çok inişli yolda... Küçük bir tırmanış sırasında oflayan puflayan yine mi bayır diye mızmızlanan sevimli ve şirin kıza hatta bisiklet ikonu olan =)) Senem Gökçe ye rastladık. Bisiklet tepesinde pedallarken tırmanış noktalarını sahbet başladı yine. Ona da bisiklete yeni başladığımı söylesemde pek inandırıcı olmadı. sonrasında ise performansı yükseltecek konulara, sporda beslenmeye, su içiminin önemine kadar her konuda konuştuk.

Ve iniş başladı. 

İniş sonrasında Bodruma beraber giriş yapacağımız için bir toplanma alanında toplanacaktık. İnişi biraz hızlı yaptığımdan dolayı Senemden "toplanma alanında görüşmek üzere..." diyip ayrılıyordum. 

Yüz yetmişbeş kişi hep beraber Bodrum agiriş yapacağız, bu yüzden de trafik bizim için duracaktı.




Yavaş yavaş herkes gelmeye başlamıştı ve üçerli sıraya girmeye başlamıştık. Biz yine herkesin kıskandığı üçlüyü oluşturmuştuk. =))) Ben Kuvvet hocam ve Coşkun abim.... Arya sıkışmaya çalışsada Senem şimdilik sadece fotoğrafla yetindi =))... 
Fazla sevmezdim Bodrumu bu yüzden de gitmezdim ama bu gelişim ve Bodruma girişim tabi herkesle beraber çok ama çok muhteşem olmuştu. Yollar bizim için kapatılmış ve bayır aşağıya iniyor Bodrum un seyir güzelliğine pedal çeviriyorduk yüz yetmiş beş kişi, milletin şaşkın bakışları içinde... 




Kamp alanına gelerek bu günüde pedallayarak ve kazasız belasız atlatmıştık =) şimdilik faaliyet bitmişti. Ama bizi kamp alanının kötülüğü yıkmıştı. Büyüklerimin tavsiyesiyle bu akşamı otelde kalarak geçirmeyi uygun gördük =)). Böylelikle telefonların ve fotoğraf makinelerin bataryalarını dolduracak, güzel bir duş alacak temizlenecek paklanacak ve raha bir uyku çekecektik. Gerçi ben tulumda ve çadırda her zman rahat uyku çekiyorum ama duş olayı gerçekten de iyi olacaktı. Kamp alanının hayal kırıklığını güzel bir otelle atlatmış olduk böylelikle. 
Hazırlıklardan sonra çıldın Bodrum akşamlara akmaya çıkıyoruz. Tabi öncelikle toplu akşam yemeğimizi yemek içn toplanıyor ama yemek öncesi yine bira keyfimizi yapıyoruz ben Kuvvet Hocam ve Coşkun abim....
Deniz kenarında güzel bir akşamda yaşanacak en güzel şey olsa gerek bu =) ....
Yemek sonrası hocamlar bilet ayırtmak için bizden ayrılıyorlar. Ben ve bayan sevimli ortama ayak uydurup sohbete devam ediyoruz yeni yol dostları ile =))



Bodrum akşamları hiç sakin olur mu? 
Bizde buna ayak uyduruyor kendi grubumuzla bir barda eğlenmeye gidiyoruz. Kendi şarkıçımız ile birlikte tabi =)).Biraz gürültülü olsada ortam çekiyoruz kahrını işte ne yaparsın. Gecenin en güzel yanı ise Senem in sesiydi muhteşem sesi ile herkesi büyüledi. Sağolsun bizi kırmadı bir kaç birşey söyledi sahnedeki heyecan dolu ve tedirgin halleriyle... Zaten o sahneden inince bende kaçtım bardan. O sesten sonra gerisi çekilmezdi. 


Sakiliği ve güzelliği devam ettirmek için sahile denizi seyretmeye indim çokta güzel oldu. Bu güzelliğe sohbetiyle gülen yüzü ile Ayşe kız katıldı. Uzun uzun konuştuk Ayşe ile çok hoşbir sohbet oldu, çok teşekkür ederim gülen yüz Ayşe... =)) 
Bir pisklet yolcuğunun durağında Bodrum da geceyi getirmiş, uykuya yol alma zamanıda gelmişti...

Keyifli Datça yolculuğuna hazırlık...

                                                                                                                             yavuz A.

www.dagcini.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder